Son günlerde hava koşullarındaki ani değişiklikler, birçok insan için alarm zillerini çalmaya başladı. Ülkemizdeki iklim değişikliği ve hava kirliliğinin artmasıyla birlikte uzmanlar, vatandaşların sağlıklarını korumak adına dikkatli olmaları gerektiğine dikkat çekiyor. Bu bağlamda, Prof. Dr. Özlü, özellikle kapı ve pencerelerin açılmaması gerektiği konusunda önemli uyarılarda bulundu. Peki, bu uyarının arkasında yatan bilimsel nedenler neler? Hava kalitesi neden bu kadar büyük bir tehdit barındırıyor? İşte ayrıntılar...
Kapı ve pencerelerin açılması, dışarıdaki kirli havanın içeri girmesine yol açar. Özellikle sanayi bölgelerine yakın bölgelerde oturan vatandaşlar, bu riskle daha fazla karşı karşıya kalmaktadır. Dış ortamdan içeri sızan hava, astım, alerji ve diğer solunum yolu hastalıklarını tetikleyebilir. Prof. Dr. Özlü, “Kirli havaya maruz kalmak, özellikle çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere hassas gruptaki bireyler için ciddi sağlık sorunları oluşturabilir” dedi.
Ayrıca, profilaktik tedbirler almak için evlerde kapı ve pencereleri açmaktan kaçınılmasının yanı sıra, havalandırma sistemlerinin doğru ayarlanmasının ve temizlenmesinin önemine de vurgu yapıyor. “Kapalı alanlarda kalırken, havalandırma sistemlerimizi düzgün çalıştırmalıyız. Aksi takdirde, içerideki hava kalitesi bozulabilir. Temiz hava akışını sağlamak, sağlığımız için büyük önem taşımaktadır” şeklinde ekliyor.
Prof. Dr. Özlü, evde kalınması gereken bu günlerde vatandaşların alabilecekleri bazı önlemleri sıralıyor. Öncelikle, eğer mümkünse dışarı çıkarken maske takılması ve kalabalık ortamlardan kaçınılması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, evdeki nem oranını kontrol etmek, havadan kaynaklanan alerjenlerin etkisini en aza indirmek için oldukça önemli. “Nem oranı %40 ile %60 arasında olduğunda, hem solunum yolu hastalıklarının etkisi azalır hem de akciğer sağlığınız korunur” diyor.
Evde yapılabilecek temel hijyen kuralları da unutulmaması gereken unsurlar arasında. Düzenli olarak yüzey temizliği yapmak, el hijyenine dikkat etmek ve havalandırma sistemlerini düzenli aralıklarla kontrol etmek, hem sağlığı korumak hem de hava kalitesini artırmak adına önemli adımlar. Prof. Dr. Özlü, “Sonuç olarak, kapı ve pencereleri açmamak, evde kalmak ve hijyen kurallarına uymak, bu tür iklim değişikliklerine karşı alınacak en etkili önlemler arasında yer alıyor” dedi.
Hava kalitesinin düzeltilmesi ve sağlığımızın korunması adına bilinçli adımlar atmak, sadece bireysel değil toplumsal bir sorumluluktur. Bu yüzden, tüm bireylerin bu uyarılara kulak vermesi ve gerekirse uzmanlardan destek alarak sağlıklarına en uygun ortamı yaratmaları büyük önem taşımaktadır. Kısacası, evlerimizde dikkatli olmak ve sağlığımızı önceliklendirmek, her zaman en doğru seçimdir.