Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecinde kritik bir dönüm noktası olan Sivas Kongresi'nin 104. yılı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla kutlandı. Bu etkinlikte Erdoğan, Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesinin önemine vurgu yaptı. Sivas, Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesinin simgelerinden biri olarak tarih sahnesinde yer alırken, bu kongre de Kurtuluş Savaşı'nın en önemli adımlarından biri olmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajı, sadece geçmişe bir övgü değil, aynı zamanda geleceğe dair umut ve dayanışma çağrısı niteliğindeydi.

Sivas Kongresi'nin Tarihsel Önemi

20. yüzyılın başlarında, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminde toplanan Sivas Kongresi, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük arayışının en önemli adımlarından birini temsil eder. 4 Eylül 1919’da başlayan bu kongre, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleştirilmiş ve ulusal bağımsızlık mücadelesinin temel taşlarını atmıştır. TBMM'nin açılışına giden yolda önemli kararlar alınmış ve milli mücadeleye yön verecek ilkelerin belirlenmesine vesile olmuştur. Bu sırada, Türk ulusunun bir araya gelmesi ve düşman işgaline karşı birlik içinde durması gerektiği fikri pekişmiştir. Kongrede alınan kararlara, ülkenin farklı kesimlerinden gelen temsilcilerin eşit katılımı, bu sürecin demokratik yönünü de güçlendirmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sivas Kongresi’ne dair mesajları, bu tarihi dönüm noktasının sadece geçmişi değil, aynı zamanda geleceği de şekillendirmek açısından önemini hatırlatmıştır.

Birlik ve Beraberlik Vurgusu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sivas Kongresi’nin yıl dönümünde yaptığı konuşmada Türkiye’nin geçmişiyle gurur duyması gerektiğini ve gelecek için de birlik içinde hareket etmenin şart olduğunu dile getirdi. "Bugün, bizlere düşen görev, atalarımızın bize bıraktığı bu mirasa sahip çıkmak ve ülkemizi daha ileri götürmek olmalıdır," diyen Erdoğan, tüm Türkiye’nin aynı hedef doğrultusunda kenetlenmesi gerektiğini vurguladı. Erdoğan, "Her zaman muhalefetin ve siyasi farklılıkların mevcut olacağı bir demokrasideyiz. Ancak, bu farklılıkların bizi bölmesine izin vermemeliyiz. Sivas Kongresi’nde olduğu gibi bugün de birlik ve beraberlik içinde olmalıyız," ifadesini kullandı. Bu sözler, Türkiye’nin çeşitli etnik ve kültürel zenginlikleri içinde nasıl bir arada durması gerektiği konusunda önemli bir mesaj taşımaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde atılacak adımların, milletin geleceği açısından kritik olduğunu belirttiği mesajında, milli değerlerin korunması ve güçlendirilmesi hususunda üzerlerine düşen sorumlulukların altını çizdi.

Etkinlikte bir araya gelen kalabalık, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı üzerine milli birlik duygusunu bir kez daha hissetti. Sivas’ın tarihi sokakları, coşkulu kalabalıklarla dolup taşarken, etkinliğe katılanlar geçmişin izlerini taşıyan bu mekânın ruhunu yaşattı. Özellikle gençlerin katılımının yoğunluğu, Türkiye'nin geleceğine duyulan inancı gösterdi. Sivas Kongresi, sadece bir tarihsel olay olmanın ötesinde, bugün de Türk milletinin birlik ve beraberliği için önemini korumaktadır.

Geçmişten aldığı güçle, Türkiye’nin bugün de aynı azim ve kararlılıkla yoluna devam ettiğinin altını çizen Erdoğan, “Unutulmamalıdır ki; bu topraklar, fedakârlıklarla, yokluklarla kazanıldı. Sivas Kongresi, o dönemdeki mevcudiyetimizin en büyük mührüdür,” şeklinde konuştu. Sözlerinin devamında, her bireyin bu mirası koruyup geleceğe taşımakla yükümlü olduğunu ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı bu tarihi bölümde, Cumhurbaşkanı'nın vermiş olduğu mesajın yanı sıra toplumun her kesiminden gelen destekler, Sivas Kongresi ruhunun halen yaşadığını göstermektedir.

Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sivas Kongresi’ne dair mesajı, Türkiye’nin geçmişine olan bağlılığını pekiştirirken, geleceğe dair umut ve birlik vurgusu yapmıştır. Bu anma etkinlikleri, sadece bir tarih dersinden öte; Türkiye'nin, kurucularının bıraktığı mirası nasıl daha ileriye taşıyacağını sorguladığı ve bu uğurda nasıl birleşeceğini gösteren önemli bir fırsat olmuştur. Sivas Kongresi’nin ruhu, her yeni nesil tarafından yeniden canlanmalı ve Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olmalıdır.